23 Mayıs 2008 Cuma

Amasya-Ankara & Ankara-Amasya

Evet sonunda geldim işte. Tam onüç gün olmuş bloğuma yazmayalı. Çok utandım, şimdi. Üçbuçuk aydır nonstop yazmaktan, bitap düştüm herhalde. Mola verdim. İyi de oldu bence. 'Amasya' maceram ile başlıyorum tekrar yazmaya. 19 Mayıs tatilini fırsat bilerek, o bir günlük tatili değerlendirmek ya amacımız; Amasya'ya gittik. Aslında ilk gidişim değil. Sanırım dördüncü oldu. Orada eşimin kız kardeşi ve ailesi yaşıyor. Onları görmek, onlarla vakit geçirmek için gittik. temel amacımız buydu yani. Denizcim herşey çok güzeldi. Buradan tekrar teşekkürler, seni şimdiden çok özledim ve çok seviyorum. Yaza görüşmek üzere Ankara'da. Canım benim...
Amasya'dan bol bol fotoğraflar koymak istedim. Görmeyenler en azından görsün, akıllarında kalsın, belki bir gün gitmek isterler diye. Ankara'ya 350 km. uzaklıkta sanırım. Yolda tadilat çalışmaları vardı. Eğer olmasaydı dört saatte gidebilirmişiz. Gittiğimizde hava çok sıcak ve güzeldi. Her ne kadar daha önceden görmüş olsamda gezmek keyifliydi. Eeeee tabii ki sevdiklerinle olunca, daha bir güzel oluyor. Değil mi Denizcim? değil mi Yağmurcum?



Şehrin içinden 'Yeşilırmak' geçmekte. Hani şu coğrafya derslerinde gördüğümüz Yeşilırmak var ya! Ha işte ta kendisi. Amasya'dakiler 'Irmak Kenarı' olarak söylüyorlar. Irmağın yanından yayaların yürüyebileceği çok güzel bir yol bulunuyor. Bu yolda yürümek gerçekten çok keyifliydi. Birde adı gibi şu akan ırmak YEŞİL renkte olsaymış. Rengi çamur gibi. Oysa ne kadar güzel olurdu; şöyle yeşil yeşil aksaydı...


Kimbilir, belki yıllar sonra bir gün, bu ırmağın suları yeşil rekte akmaya başlar. İşte o zaman, adını da haketmiş olurdu bence. Değil mi yeşilırmak ?..

Ne kadar güzel bir manzara değil mi ama? Ben buraya bayıldım. Burada çok fazla fotoğraf çekmişim. Hangisini yayınlasam diye acayi düşündüm. Karar veremedim. Burası gölet diye geçiyor. Ama gerçekmiş. Yani yapay değil. Bu fotoğrafları ben çektim. O an oradaydım. Şimdi buradayım. Ama ben o fotoğrafı çektiğim yerde, gölde olmak istiyorum. Fotoğraflara baktıkça hemde inanılmaz istiyorum...

Amasya'da beni en çok cezbeden dağlar. O yüksek dağlara bayılıyorum. Şehrin dört bir yanı da dağlarla kaplı. Barış Manço 'Dağlar' adlı şarkısını, burada askerlik yaparkan yazmış. Öyle söylediler. Ben de yeni öğrendim. Gerçekten de, böyle bir şarkı ancak böyle bir yerde yazılır, bestelenir. Bu arada Barış Manço'yu çok severdim. Onu dinlemeye bayılırdım. Buradan kendisini rahmetle anıyorum, nur içinde yatsın...

Bu göletin dışında Amasya'da bir de 'Borabay Gölü' var. Ben ilk gittiğim sene orayı görmüştüm. Yeşilliklerin içinde harika bir göldü. Daha önceden gittiğim için tekrar görmek istemedim. Ama şimdi 'keşke gitseymişim, görseymişim' dedim. Doğayı, tabiatı seyretmeye doyamıyorum. Çok seviyorum işte...
Bu manzarayı da çok yüksekten çektim. Hava artık kararmaya başlamıştı. Yukarılarda, dağın tepesinde bir restoran.'Ali Kaya' dan çekildi bu fotoğraf. Dağın üzerine, tüm Amasya'yı görebileceğiniz şekilde bir yer yapmışlar. Gerçi bunun gibi bir kaç restoran daha var. Ama biz 'Ali Kaya' ya gitmek istedik. Orada bu manzaraya karşı güzel bir akşam yemeği, arkasından da semaverde çay içtik. Çok güzeldi yaaa. Deniz&Yaşar tekrar çok teşekkürler. Unutamayacağımız bir akşam geçirdik o gün. Daha önce hiç gitmemiştim. Meğerse böyle yüksekten, dağlardan aşağıya bakarak yemek yemek ne kadar güzel bir şeymiş...
*****
O gün hava o kadar çok sıcaktı ki. Otuz dereceyi geçmişti. Ama restorana girdiğimizde bir süre sonra üzerimize kalın birşeyler giydik. Hava inanılmaz değişmişti, esmeye başlamıştı. Olacak o kadar. O yüksek dağın tepesine çıkarsan havanın esmesi gayet normal. Ama ben hiç şikayetçi değildim zaten. Üzerimde kalın montum vardı. O geçirdiğimiz sıcak günün ardından, bana çok iyi gelmişti doğrusu...

Giderken yaşadığım heyecan, artık bitivermişti. Çünkü dönme zamanı gelmişti. İki gece üç gün. Üçüncü günde tam değil yarımdı zaten. Evet dönüyorduk artık. Tam alışmışken birbirimize, dönmek zorundaydık. Gitmesi çok güzel, ama dönmesi ne dense hep zor oluyor. Ayrılık, aradaki mesafeler insanı zorluyor, üzüyor. Ama bir daha ki sefere kesinlikle iki gece değil, daha fazla kalacağım. Yetmiyor çünkü. Bir anda gittik, bir anda geldik. Daha fazla kalmak lazım, hasret gidermek için az bu süre...
****
Yukarıdaki fotoğrafları dönerken, arabanın içinden, camı açarak çektim. Hiç bu kadar net çıkacaklarını düşünmemiştim. Hareket halindeyken çektiğim için, kötü çıkar diye düşünmüştüm. Ama makinam iyiymiş demek ki, marifet bende değil onda, yani fotoğraf makinamda...
Dönerken bu kareyi de yakaladım ya. Yine arabanın içinde, yine yoldayız. Benim için çok anlamlı bir fotoğraf. Gökyüzü ve bulut hastayım çünkü. O bulutlar gökyüzünde o kadar değişik şekillere ve o kadar güzel renklere bürünüyorlar ki. Onların her anını çekmeyi isterdim. Bulutsuz, tek renk gökyüzü bana göre değil. Ben gökyüzüne baktığımda; değişik şekillerde ve renklerde bulutlar görmeliyim. Buna bayılırım...


Ve dönüş tamamlandı. Güneş batmak üzereydi Ankara'ya geldiğimizde. Dönmüştük ama benim içimde her zamanki gibi yine özlem, yine hüzün vardı...

12 yorum:

Gizem dedi ki...

Ebruli,
ne guzel resimler. Amasya'yi sadece birkac dizinden taniyorum. demek hakikaten bu kaar guzelmis. bakarken bile huzurlandim

Zeynep dedi ki...

Ebruli, Yeşilırmak'ın yeşil olduğu, su seviyesinin yüksek olduğu zamanlarını hatırlıyorum. Hala duruyor mu bilmem; ama bir değirmen vardı. Irmak aktıkça gıcır gıcır dönerdi o değirmen. En son 2 sene önce gitmiştim, hiç dikkat etmemişim değirmene :(

Hazeranlar konağını görmeni öneririm bir daha ki gidişinde, Kral kaya mezarlarının eski hali yok diyorlar çok pismiş :( Gerçi şimdi birçok çalışma yapılıyor Amasya'ya yerli - yabancı turist çekmek için temizlemiş olmalarını umuyorum.

Ali Kaya'nın ise patlıcan kebabına doyum olmaz. Öylesini yemedim daha.

Sevgilerimle

nilly dedi ki...

Cok guzel resimler. Sadece makina degil sende yeteneklisin. Bugunlerde bircok blgda boyle gezi, tatil resimleri var. Gordukce bende tatil istiyorum.

İLKAY dedi ki...

Ohh be yahu hoş geldin. Özlettin kendini. Gitmek nekadar heyecanlı ve mutlu, dönmek ne kadar sıkıcı değilmi. Ben nedense ilk önce senin amasra'ya gideceğini sanmışım, ohh valla ne güzel yapmışsın. tatil öncesi mini tatil.
Tekrar hoşgeldin canım. bu arada bulut fotoğrafına bayıldımmm.

Ebruli dedi ki...

:::Gizem;
Amasya'yı beğendiğine çok sevindim. Ben gördüm ya; istedim ki sizlerde görün, en azından fotoğraflarda...
:::Zepnep;
Hoşgeldin, Yeşilırmak demek eskiden yeşildi, çok şaşırdım buna. O değirmen yoktu, görmedim.Kral Kaya mezarlarını ilk gittiğim sene gezmiştim. Hazeranlar Konağı'nı ise bundan sonraki gidişimde mutlaka. Ali Kaya'da başka şeyler yemiştik. İnşallah bir daha ki sefere kesinlikle 'Patlıcan Kebabı'nı deneyeceğim...
:::Nilly;
Teşekkür ederim.Çok naziksin. Umarım sana da en kısa zamanda 'mini bir tatil' görünür...
:::İlkaycım;
Hoşbulduk canım, sağol.İnan bana senin gibi çok kişi sordu. Ne oldu hasta mısın, kötü bir şey mi oldu diye. Beni merak edenlere buradan tekrar teşekkürlerimi iletiyorum. Ama bu mola çok iyi geldi. Çalışan biri olarak, bu blog işi çok fazla zamanımı alıyor. Bundan sonra ara sıra mola verirsem bloğuma not bırakacağım, beni merak etmeyin diye...

Sevgiyle Kalın...

Berrin dedi ki...

fotoğraflarda anlatımında harıkaydı :)

Cocukla Cocuk dedi ki...

amasya ya hiç gitme fırsatım olmadı, çok güzel bir şehir olduğunu bu sayede farkettim...mimari yapısı Kastamonu ve civarına benziyor..doğal güzellikleriyle özünü bozmamış bir şehir gibi görünüyor. Fotoğraflar harika

Ebruli dedi ki...

:::Berrincim;
Beğendiğine çok sevindim, teşekkürler...
:::Çocukla çocuk;
Doğru söylüyorsun, aynı tarz evlerden Kastamonu'da da var. Daracık taş sokaklara yapılmış; bembeyaz, ahşap konaklar...
Çektiğim fotoğrafları beğenmene çok sevindim. Teşekkürler...

Adsız dedi ki...

ebrucuğum resimler ve anlatımın gerçekten harika.Amasyanın ben bu kadar güzel olabileceğini düşünemiyordum.Gerçekten görmek lazımmış.

Handan dedi ki...

Teşekkür ederim. Senin de fotoğrafların çok güzel. Bulut fotoğrafı çekmeye ben de bayılırım.

Ebruli dedi ki...

:::Mehtap;
Umarım senin de Amasya'yı görme fırsatın olur...
:::Handan;
Hoşgeldin, Teşekkür ederim. Gerçekten de; doğada en çok fotoğrafını çekmekten hoşlandığım şey "bulutlar"...

Adsız dedi ki...

YENGECİĞİM ÇOK GÜZEL FOTOĞRAFLAR ÇEKMİŞSİN BUNU YANI SIRA ÇOK DA GÜZEL SORULAR YAZMIŞSIN SENİ ÇOKKKKKKKKKK SEVİYORUN HERKESE SELAM SÖYLE


SEVGİLERİMLE YAĞMUR