27 Kasım 2008 Perşembe

Yazmak neyi değiştirir?..

İki gün iyi haber okuyorum. Sanki 5 gün kötü haber okuyorum gibi geliyor bana…
Dünya da yaşamak, bir hayata sahip olmak…
İyi mi? yoksa kötü mü?..
Bunu bir türlü anlayamadım ve anlayamıyorum. Şimdi şu anda değil! Yıllardır böyleyim…
Bazıları çok mutluyken; birileri üzgün, mutsuz, aç ve ülkesinde belki savaş var…
**
Yaşamak anlamlı mı? Güzel mi?..
Onlar için…
Mutlu olanlara sormuyorum bu soruyu?..
Mutsuz, kötü bir hayat yaşayan, hatta ölmeyi bile düşünenlere soruyorum…
Bazıları intihar edip, kendilerini öldürdüklerinde…
**
Onlara kızmamak, yargılamamak, hak vermek gerekli belki de…
Kim bilir nasıl bir hayat, nasıl işkence ve acıyla dolu bir hayat yaşamıştı…
Ve hala yaşıyordu…
Eğer ölmeseydi de; hala yaşıyor olacaktı…
Ama bir şey var ki; kişi sadece ve sadece kendine zarar vermeli…
**
Öyle topluca bir aile katliamı falan yapmamalı…
“Ben öleceğim ve…
Siz de yaşamayın, siz de benimle beraber toprağa girin” dememeli…
Sadece ve sadece kendisine zarar vermeli…
Sadece kendisini öldürmeli…
O zavallı ailesinin, minik yavrularının ne suçu var ki?..
Neden sadece kendini öldüremez ki insan!..
***
Bunları yazdım çünkü; “aile katliamı” ile ilgili haberlerden, onları okumaktan, okurken üzülmekten, içimin sıkılmasından bıktım, usandım…
Biliyorum ki; çok şey istiyorum. Asla gerçekleşmeyecek bir şey istiyorum…
Ama yine de isteyeceğim ve yazacağım…
Güzelliklerin yaşandığı ve acıların azaldığı bir dünya istiyorum…
Herkes için, hepimiz için…
Lütfen! Belki hepimiz, tüm dünya isterse olur…
Kim bilir; belki bir gün…
Yüzyıllar sonra belki…
........
Bu arada yukarıda ki fotoğraf ise bugüne kadar gördüğüm en güzel, en müthiş, bende mükemmel duygular uyandıran bir fotoğraf. Hatta ve hatta "Hayatımın fotoğrafı" bile diyebilirim. Ayrıca; internetten bulduğum, yıllardır bilgisayarımda sakladığım bir fotoğraf. Bloğumu ilk açtığım gün, ilk yazdığım yazıma koyduğum fotoğraf ta; yine ta kendisi olurlar...
.......
Yalnız bu fotoğrafı kimin çektiğini bilmiyorum ve çok merak ediyorum. Süper ve mucize bir yetenek bence. Keşke zamanında bilgisayarıma kaydederken, ismini de fotoğrafın altına not etseymişim...
........
Yazımı okuyunca farkettim de; topu topu 9 satırlık olan son iki paragrafımda, tam 7 defa "fotoğraf" kelimesini kullanmışım. Vay be!..

25 Kasım 2008 Salı

E çok güzelsin ama...




Dün akşam şöyle bir internet de sörf yaparken; burada ve buradan televizyonda gördüğüm yeni açılmış bir otel hakkında fazlasıyla bilgi sahibi oldum…
....
Bu otel meğersem neymiş yahu!..
..........
Güney Afrikalı bir yatırımcı amca (Sol Kerzner) tarafından Dubai’de yaptırılan bu otelin adı “Atlantis Hotel”. Yaklaşık maliyeti ise 1,5 milyar $ mış efendim. Evet, evet milyar dolar. Yanlış yazmadım. Açılışında ki gösteriler için ise; “Pekin Olimpiyatlarını” hazırlayan ekip görev almış. İnanabiliyor musunuz buna?..
...........
Bu otelin açılışı için harcana masraf bedeli ise tahmini 15 milyon $ mış. Ne açılış olmuştur ama! Bu arada otel 22 katlı ve 1539 odadan oluşuyormuş. İçinde en büyük deniz canlılarının yaşadığı bir kompleks bulunuyormuş. Burada 65 bin adet deniz canlısı yaşıyormuş. Otelin en merak ettiğim yönü de burası oldu. Bu kadar canlının yaşadığı yeri görmeyi çok isterdim. Ama maalesef bu otelin fiyatları inanılmaz uçuk. Bir odanın fiyatı 13 bin$ - 25 bin$ arasında değişiyormuş…
............
Bu fiyatın üzerine aşkıma: “Biz en iyisi evi, arabayı satıp bir on gün bu otele gidelim, kalalım mı?” dedim.
........
O da: "Boşver, sahibi zaten yeterince zengindir. Bir de biz, onun zenginliğini artırmayalım" dedi.
........
***Dalga denizde olur. Dalga geçmeyi bırak Ebruli! Sen deniz misin?..
...........
---Hayır deniz değilim. Ama keşke olsaydım. Tamam! Peki ! Şimdi ciddiyim...
...Da
Yani bir otelin de, bu kadar pahalı olmasına bir anlam veremedim. Mantık dışı rakamlar bence...
..........
Düşündüm de; zenginleri kibarca soymanın kaliteli yolu bu olsa gerek!..

24 Kasım 2008 Pazartesi

"Ruh ikizlerim" benim...

Bazen bloglarda gezerken, onların yazdığı yazıları okurken; "Benim gibi düşünen, bana benzeyen ne kadar çok ruh ikizim varmış" diye bir seviniyorum. Bir seviniyorum ki; anlatamammmmm!..
.........
Nice, nice "Ruh İkizlerime" diyorum...
.........
İnsanın kendi gibi düşünen, kendine benzer karakteri olan birilerinin de bu dünyada, bir yerlerde yaşadığını bilmek ne kadar güzel bir duyguymuş be!..
..........
Ooooffffff ! Çok rahatladım, bayıldım bu işe...

20 Kasım 2008 Perşembe

Değişik bir tarif...

Hımmm! Nefis bir tarif keşfettim sanırım. Sevgili Zeynepciğimin' in bloğunda. Aslında henüz denemedim ama sanirim bu hafta sonu olabilir. Eğer kalorisi az bir tatlı yapıp da; yemek istiyorsanız eğer kesinlikle deneyin. Çünkü bu kek başka bir kek. Yani içinde ne yağ var ne de süt. Evet sakın şaşırmayın!.. Çünkü gerçekten de öyle...
.......
Bana önce bu tarifte bir eksiklik varmışi gibi gelmişti ama meğerse doğruymuş. Süt&yağ ikilisi bu kekin içinde yok! (Bu ikilinin kekin içinde olmayışını hala kabullenemedim gitti!..)
.......
Denemek isteyenler denesinler bakalım. "Yağsız kek" nasıl oluyormuş bir görelim. Ben sonucu söylemeyeceğim süpriz olsun. En iyisi deneyerek görmek...
........
Haaa, bu arada kekin tarifi de; Portakal Ağacı'na ait...

17 Kasım 2008 Pazartesi

İçimden şöyle bir geçenler...

Yıllar geçiyor, yaşım ilerliyor ve olgunlaşıyorum ama…

Her nedense; bazı şeylere boş verip, sinirlenmeden yapamıyorum…

Bu aralar; “Kendini erişilmez, ulaşılmaz hatta mükemmel olduğunu zanneden tiplere” sinir, hatta sinir ötesi gıcık mı gıcık oluyorum. Ayrıca bu insanların yazılarına da gıcık oluyorum…

*** E sen de okuma o zaman onları!...

--- Okumuyorum ama ara sıra gıcık olmak iyi gelir belki diye zevkli oluyor bazen. Bu duyguyu da yaşamak lazım belki. “Gıcık olmak” duygusunu…

Catherine Zeta Jones da; estetikli güzellerdenmiş. Bugün tesadüfen öğrendim. İnternette estetik ameliyatı olmadan önceki, eski fotoğraflarına rastladım ve çok şaşırdım. Ben onun doğuştan güzel olduğunu sanıyordum. Bugüne kadar hiç duymamışım, bir yerde okumamışım demek. O da Deniz Akkaya gibi evrim geçirmiş kesin. Mucize güzelliğine bu şekilde yani ameliyat sonucu sahip olmuş…

Artık soğuklar başladı. Son birkaç aydır farkına vardığım ilk sisli, kapalı, puslu ve yağışlı günü geçiriyorum. Yine yaz melodramları başladı bende. Yaz gelsin. Sıcak, deniz, güneş ve kum. Bu kış yine hep bu kelimeler ağzımda dolanacak herhalde…

Şu anda canım siyah çikolata soslu ve hafif ısıtılmış donut ve yanında miissss gibi sıcacık bir çay çekti. Acayip derecede, olsa da yesem diyorum şimdi…

Dün yürüyüş yaparken şirin bir köpekcikle bakıştık. O bana baktı, ben ona baktım. Onunla konuştum. Bana o kadar anlamlı bakıyordu ki; sanki bana: “Beni evine alıp, bana bakar mısın? Senin olmak istiyorum” diyordu. Gözleriyle adeta bana bunları söyledi o şeker şey…

Hafta sonları çabuk geçmesin. Saatler, günler çabuk geçmesin. Bu gidişle bir bakacağız ki; “50 yaşına” gelmişiz, gelmişim. Hiç istemiyorum. Hem de hiç. Aslında 20’li yaşlarımda kalmak...
*****
Hatta; şu anda 16-17 yaşlarımda ve Çınarcık’da olmak istiyorum. Aylardan da “Temmuz” olsun lütfeeennnn!..

12 Kasım 2008 Çarşamba

Hayat...


Bu yıl ama hangi ay olduğunu tam olarak hatırlayamadığım; Living.etc adlı dergide bir röportaj okumuştum. Kişiye sorulan sorulardan birisi şuydu: Sizce "hayat" nedir?
......
Kişinin bu soruya verdiği cevap ise: "Siz başka planlar yaparken, başınıza gelenlerdir"...
.......
Bu kısacık ve anlam yüklü cümleye o an bayıldım. Adeta tutuldum diyebilirim ve hiç aklımdan çıkmıyor artık. Aslında okuduğum dergiyi bulabilseydim eğer; röportajın sahibinin kim olduğunu da yazacaktım ama arayıp, bulamadım işte. Aslında tanınmış biriydi ama hatırlayamadım ne yazık ki...
.......
"Hayat" adlı kelimenin, bu kısacık anlatımı beni adeta büyüledi. Okuduğum ilk anda; söyleyen kişiye ulaşıp, kendisi tebrik etmek istedim aslında. Gerçekten de. Çok hoşuma gidiyor kısacık ama anlam dolu kelimeler...
......
Peki sizce, sizin pencerenizden "hayat" nedir?..
...........
Yukarıdaki fotoğrafları kuzenim Eda mailime göndermiş. Çok beğendim, bayıldım. Yazım fotoğrafsız, renksiz olmasın diye ekledim onları buraya. Çok tatlılar değil mi ama?..

9 Kasım 2008 Pazar

Benim için çok anlamlı...


Nedense en çok sevdiğim şeylerden birisi de fotoğraflar. Siyah-beyaz ya da renkli farketmez. Ama favorim nostalji yani siyah-beyaz fotoğraflar. Her anı vurgulayan, ölümsüzleştiren, o anda yüzünüze yansıyan duyguyu en iyi anlatan, ifade eden; bence sadece fotoğraflar...
.....
Bazı fotoğraflar var ki; yüz belki bin kelimeye bedel. Sözle anlatamayacağınız, ifade edemeyeceğiniz şeyleri size ifade eden, tek şey fotoğraflar. Ama bu fotoğraflar sadece insan portreleri değil tabi ki de…

Bunlar herhangi bir anın fotoğrafı olabilir. Ağaçta yağmurdan ıslanmış koparılmayı bekleyen bir elmanın, gökyüzünde uçan bir leyleğin, süper bir gökkuşağının, gözyaşı damlayan bir gözün, kıpkırmızı bir gökyüzünün, nasır tutmuş bir elin, kahkaha atan bir yüzün, vs…

Ben güzel ve anlamlı fotoğraflara bakarken müthiş bir keyif alıyorum. Okurken bu keyfi alamıyorum. Görsellik benim için öncelikli. Sanırım anlatılmak istenilen duyguları okurken değil de; bakarken daha iyi anlayabiliyorum. Daha çok şey düşünüp, hissedebiliyorum. Bence tek bir fotoğraf, bir tek bakış bile insana çok şey anlatabiliyor. Uzun uzun satırları, fazladan sıralanmış dolambaçlı kelimeleri okumak adeta beni sıkıyor, boğuyor. Kısa ve öz yazılmış yazıları okumayı daha çok seviyorum. Ama bir sürü fotoğraf olsun, her şeyle ilgili, hiç üşenmeden tek tek onlara bakıp; bana neler hissettirdiğini düşünürüm. Bana daha fazla duygu hissettirir, daha çok şeyi sorgulatır…

Yaşanan kötü olayların, kötü anların fotoğraflarına da bakıyorum ama çok zevk alarak değil. Üzülüyorum, moralim bozuluyor bazen. Hem de çok. Gazeteci-habercilerin işi gerçekten de çok zor. Özellikle savaşların yaşandığı yerlerde görev yapanların. Moralimi yükseltecek fotoğraflar favorim ama bazen acı çeken insanların da neler yaşayıp, hissettiğini öğrenmek için bu tarz fotoğraflara bakmak lazım. Onlar neler çekiyor, neler yaşıyorlar diye…

Benim de fotoğraf hobim var. Bakmayı, çekmeyi, onları albümlerimde biriktirip, yıllarca saklamayı çok seviyorum. Benim için çok kıymetliler…
....
***Fotoğraf alıntıdır...