11 Mayıs 2012 Cuma

Zen-ci bebek...

Charlize Theron&jackson, Sandra Bullock&Louis

Yerim seni çikolata bebek, çok şekersin zenci bebek…

Bayılıyorum. Neye mi?.. ABD’ nin Holywood starlarının evlat edinmelerine, özelliklede zenci bebekleri…

Keşke bu özellikleri bizim Türkiye de ki zenginlerimize, sosyetik ünlülerimize, para babası amcalarımıza, teyzelerimize de bulaşsa. Onlarda evlat edinse!..

Keşke evlat edinseler de; aile ortamı nedir bilmeyen, sevgisiz ve ilgisiz büyüyen bebeklerin, çocukların sayısı artık azalsa. Bir çocukta sevgi, hele de anne-baba sevgisi çok önemli bir yer tutuyor. Bunu bilinçli olan her birey biliyor zaten…

Ama ne yazık ki bizim zenginlerimiz; luis vuitton, chanel çanta taşımaktan, christian dior, marc jacobs ayakkabı giymekten, trilyon değerinde mücevherler takmaktan böyle bir şeyi bırakın yapmayı, istemeyi bile düşünemezler. Bunların hepsinin bana göre psikolojik tedavi görmesi gerekiyor…

“Hep bana, hep bana, hep bana”…

 Onların ruhlarında sevgi verme, sevgi alma ile ilgili bir duygunun olmadığını düşünüyorum…

Alış-veriş hastaları bana çok kızacak ama öyle. Bu bir rahatsızlık, hatta hastalık. Tedavi edilse de şu ülkede boşa harcanan paralar birazcık daha mantıklı yerlere aksa!..

Ahhh keşkem, ahh keşkem!..

3 Mayıs 2012 Perşembe

Bebek kokusu


Bebeklik kıyafetlerini, fotoğraflarını, video görüntülerini saklayabilirim. Saklayacağım da!..

Peki ya kokunu, o kokunu nasıl saklayacağım. İlerde bebeklik fotoğraflarına, videolarına her istediğimde bakacağım. Ama asla ilerde bebeklik kokunu hatırlayamayacağım. Çünkü bunu bir yerlerde saklamam imkansız!..

İşte bu yüzden sürekli seni kokluyorum, kokunu içime çekip, öpüyorum...

Biliyorum ki ilerde; bu güzel kokuna hasret kalacağım. Bu günlerde hep bu duyguyla yaşıyorum. Çok özleyeceğim bebişimin kokusunu. Artık bebekliği bitecek. Şimdiden bu korku sardı ya beni. Nasıl bir şeymiş bu annelik duygusu? Kesinlikle yaşanarak anlaşılacak bir şey. Doğurmadan anlaşılması bence mümkün değil!..

Aşağıda yazılı şiiri çok beğenip, gazeteden kesip saklamıştım. Elif Korkmazel gazete köşesinde bu şiirden bahsetmiş. Okurken duygulandım. "Alice Chase" her kimse tanımıyorum, ne güzel anlatmış duygularını...

"Yetişkin Oğluma"

Sürekli meşguldüm o kadar sene,
Seninle doyasıya oynayamadım.
Sen beni çağırdın gel oyna diye,
Ben bir türlü zaman ayıramadım.
Giydirdim, doyurdum, seni kolladım,
Sadece bunları yeterli sandım,
Bana oyuncağını getirdiğinde,
Ben seni çoğu kez başımdan savdım.
Yatağına yatırır seni okşardım,
Sen uyur uyumaz hemen kaçardım.
Şimdi o günleri çok özlüyorum,
Keşke bir dakika fazla kalsaydım.
Hayat ne kadar kısa, yıllar ne çabuk geçti.
Ne zaman büyüdü bu küçük çocuk,
Ona dokunmak için uzandığımda,
Ellerim boş kalır, yüreğim buruk.
Artık hiçbir işim yok, yapayalnızım.
Günler çok uzun, üstelik bomboş.
Keşke isteklerini bir bir yapsaydım.
Küçük arzuların şimdi çok şirin, çok hoş
                          ::::::::::
Alice CHASE (Dr.Abidin SÖNMEZ tercümesiyle)