22 Nisan 2008 Salı

Gidecek neresi var ?


Kafanızı kaldırıp da, yukarıya doğru baktığınızda masmavi gökyüzünü ve bembeyaz bulutları görüyorsunuz. Süper, ben bayıldım; çok hoşuma gitti doğrusu. Aslında geceydi, hava kararmıştı. Yukarıya baktığımda; gecenin zifiri karanlığını ve eğer varsa belki bir ihtimal yıldızları görebilirdim. Buranın üstü ne açık, ne de cam ile kaplı. Tavanı kapalı, ama bu gökyüzü manzarası ile kapatılmış. Gerçek olmasa da, yine de güzel. İnsana pozitif bir elektrik veriyor...
*****
Geçen hafta cumartesi günü buradaydık. Daha önce buraya hiç gitmemiştim. Daha doğrusu böyle bir yerin açıldığını bile bilmiyordum ve kimseden de duymamıştım. Açıldığına dair hiç bir yerde reklamını da görmemiştim ne yazık ki. Tesadüfen Çayyolu' nda gezerken, aşkımla farkettik. Bu bahsettiğim yerin adı "MİNASERA". Tam olarak bir alışveriş merkezi değil. Küçük bir alışveriş merkezi havasında. İçinde alışveriş yapabileceğiniz çok fazla mağazalar yok. Daha çok yemek yiyebileceğiniz restaurantlar, cafeler ve sinema salonu var. En alt katında Carrefour Plus, Malatya Pazarı ve diğer mağazalar var. Orası bile diğer carrefourlardan farklıydı. Çok ilginç geldi bana. Haaaa, unutmadan; iki tanede bar tarzında eğlence yerleri var, en üst katında. İsimlerini hatırlayamadım. O akşam, acayip bir şekilde oraya gidenler vardı. Aslında bir defa gitmek lazım, değil mi aşkım? Bizim gece hayatımız olmadığı için, bu tarz yerlere gitmiyoruz. Daha doğrusu geç saatlere kadar kalamıyoruz. Sevgili uykumuz hemencecik geliyor, sonra da uyukluyoruz...
*******
Minasera; çok değişik bir yer, çok hoşuma gitti. Özellikle de; fazla kalabalık olmayışı ve çok nezih olması güzel. Öyle kalabalık, insanların üstüme doğru geldiği alışveriş mağazalarına gitmek istemiyorum artık. Ayrıca dekorasyonuda farklıydı, çok beğendim.Katlara geçiş merdivenlerinin, tavanlarına astıkları avizeler bile harikaydı. Onların da fotoğrafını çektim zaten. Yemek yiyebileceğiniz yerler de çok güzel. Budakaltı, Okka, Chocolate, Ivy, Starbucks gibi isimler var. Ben aslında "Big Chefs" adında bir restaurant vardı, orada oturmak istemiştim. Mükemmel, çok şık, ve çok değişik bir yer. Ama inanılmaz kalabalıktı ve dışarıda, sırada bekleyenler vardı. Orada yemek yiyebilmek için sanırım rezervasyon şart. Biz daha önce bir şeyler yediğimiz için bari Starbucks Coffee'de oturalım dedik. Çoğu restaurant&Cafe nin dışarıda da oturma yerleri var. Biz de dışarıda oturduk...
**********
Hava gayet iyiydi. Hayatımda hiç böyle nisan akşamları görmedim. Bu kadar ılık, bu kadar sıcak. Ne oluyor bu mevsimlere böyle. Aslında düşününce hiç de iyi değil böyle olması. Bir anormalliktir gidiyor bakalım. Hadi hayırlısı...
*********
Starbucks' ın çikolatalı muffin' ini yerken; "Bunun ne farkı var ki kekten. Bildiğimiz kek, sıradan evde yaptığımız keke benziyor. Niye muffin oluyorsa adı. Adı muffin olunca tadı değişmiyor ki bunun" diye söylenirken, acaba "muffin" ne demek diye de merak ettim doğrusu. İngilizce sözlüğe baktım ve anlamı: "şamkurabiyesine benzeyen bir tür ufak ekmek" miş. Ne garip değil mi? Ben haklıydım bunun adı "çikolatalı kek" olmalıydı. Neyse güzel bir kekti, yani muffindi...
**********
En kısa zamanda "Big Chefs" e gitmek, orada bir şeyler yemek istiyorum. Ankara' da hep aynı yerlere gitmekten sıkıldım, bıktım, gidecek neresi var, keşke İstanbul' da yaşasaydım diyorsanız benim gibi; Çayyolu'ndaki "minasera" ya bir uğrayın, bir görün derim. Sadece Ebruli'den, ebrulice bir tavsiye size...
*************************
Gidip, gitmeme kararı yine sizin...


7 yorum:

Berrin dedi ki...

ankaraya gelınce bır ayagım cayyolunda olacak:) tavsıyenıze uyacagız efendım:)
muffın sekıl ıtıbarıyle o ısmı almıs demekkı bende cok guzel yapar bır okadar guzelde yerım bu muffıncıklerı :)

İLKAY dedi ki...

Ahh istanbul'da da gidecek yer çok ama seninle beraber en az 100.000 insan aynı şeyi düşündüğü için kalabalıkdan gittiğin yerden keyif almıyorsun. İnan tam senin tarif ettiğin gibi sakin nezih kalabalıkdan uzak, mağazanın az olduğu bir yere ihtiyacımız var istanbul'da. Öptüm seni ve Ankara'yı

Adsız dedi ki...

ebrucum evet keşke istanbulda ya da denizi olan ufak bir kasabada yaşasaydık ne güzel olurdu sakin sessiz...
sabahları kalkıp deniz kokusunu ala ala temiz havada yürüyüş simit ve çayla bir kahvaltı yapabilseydik ahh ahhh hep içimde bir uhde insallah ilerleyen zamanlarda böyle bir yerde yaşayabilirim...
muffine gelince eminim sen çok daha güzelini yapardın adı da ebruli keki olur.
sağlıcakla kal ve kendine dilediğin gibi bak ebrucum:)
ELİF

Ebruli dedi ki...

:::Berrin;
Sen bir Ankara'ya gelşyeter.Cayyolu seni bekliyor...

:::ilkaycim;
Umarim en kisa surede bir "minasera" da size acilir insallah. Bende, Ankara'da seni cooookkkkk opuyoruz...

:::Elifcim;
Bende ilerde, coookkk ilerde emekli oldugumda, eger hayatta olursam; denizi olan sirin bir yerde yasamak istiyorum senin gibi.
Denize asigim, cok seviyorum.

ayçobanı dedi ki...

Merhaba, megersem bizim mahheleye ugramissin :)) Hos ben insaat hallerini biliyorum bu yeni merkez ve mekanlarin!! Demek son halleri budur.

Ebruli dedi ki...

:::Merhaba Ayçobanı(Ayça Banu);
Çayyolu demek senin mahallenmiş. Çok değişti oralar, çok güzel herşey...
Ankara'nın kalabalığı oralarda hissedilmiyor.Bu yüzden gezilecek yerler...

Adsız dedi ki...

Yengeciğim Minasera ya gitmeyi dört gözle bekliyorum.Ankaraya geldiğimizde gideriz değil mi?
SEVGİLERİMLE BİRİCİK YEĞENİN YAĞMUR