17 Kasım 2008 Pazartesi

İçimden şöyle bir geçenler...

Yıllar geçiyor, yaşım ilerliyor ve olgunlaşıyorum ama…

Her nedense; bazı şeylere boş verip, sinirlenmeden yapamıyorum…

Bu aralar; “Kendini erişilmez, ulaşılmaz hatta mükemmel olduğunu zanneden tiplere” sinir, hatta sinir ötesi gıcık mı gıcık oluyorum. Ayrıca bu insanların yazılarına da gıcık oluyorum…

*** E sen de okuma o zaman onları!...

--- Okumuyorum ama ara sıra gıcık olmak iyi gelir belki diye zevkli oluyor bazen. Bu duyguyu da yaşamak lazım belki. “Gıcık olmak” duygusunu…

Catherine Zeta Jones da; estetikli güzellerdenmiş. Bugün tesadüfen öğrendim. İnternette estetik ameliyatı olmadan önceki, eski fotoğraflarına rastladım ve çok şaşırdım. Ben onun doğuştan güzel olduğunu sanıyordum. Bugüne kadar hiç duymamışım, bir yerde okumamışım demek. O da Deniz Akkaya gibi evrim geçirmiş kesin. Mucize güzelliğine bu şekilde yani ameliyat sonucu sahip olmuş…

Artık soğuklar başladı. Son birkaç aydır farkına vardığım ilk sisli, kapalı, puslu ve yağışlı günü geçiriyorum. Yine yaz melodramları başladı bende. Yaz gelsin. Sıcak, deniz, güneş ve kum. Bu kış yine hep bu kelimeler ağzımda dolanacak herhalde…

Şu anda canım siyah çikolata soslu ve hafif ısıtılmış donut ve yanında miissss gibi sıcacık bir çay çekti. Acayip derecede, olsa da yesem diyorum şimdi…

Dün yürüyüş yaparken şirin bir köpekcikle bakıştık. O bana baktı, ben ona baktım. Onunla konuştum. Bana o kadar anlamlı bakıyordu ki; sanki bana: “Beni evine alıp, bana bakar mısın? Senin olmak istiyorum” diyordu. Gözleriyle adeta bana bunları söyledi o şeker şey…

Hafta sonları çabuk geçmesin. Saatler, günler çabuk geçmesin. Bu gidişle bir bakacağız ki; “50 yaşına” gelmişiz, gelmişim. Hiç istemiyorum. Hem de hiç. Aslında 20’li yaşlarımda kalmak...
*****
Hatta; şu anda 16-17 yaşlarımda ve Çınarcık’da olmak istiyorum. Aylardan da “Temmuz” olsun lütfeeennnn!..

16 yorum:

Cocukla Cocuk dedi ki...

zmaan ne çabuk geçiyor gerçekten...iyi değerlendirmek tadını çıkarmak lazım biiyorum ama ne kadar yapabiliyorum:(....sevgiyle kal

Zeynep dedi ki...

Ebrucuğum,

Yazılar insanlar hakkında ne kadar çok fikir veriyor değil mi? Bazı okuduğum bloglarda ilk izlenimim hiç şaşmıyor. Bu sıralar takıldığım bir blogger var, analizim tamamlanırsa yazacağım birkaç satır :)

Yaz ayını bende seviyorum. Benim için en önemlisi pencerelerin devamlı açık olabileceği hava sıcaklığı... Bu sabah yağmur sesiyle uyandım, dışarıda hava 10 derece, pencereler sıkı sıkı kapalı. Var sen tahmin et nasıl bunaldığımı...

Sevgilerimle

İLKAY dedi ki...

Aa ben de dün 25 olmak istedim topu topu 11 yıl geriye gidebilsem...
Evet bende donut istiyorum ama elmalı:)))
Yok yahuu şu yağmurdan hiçmi keyif almadın şimdi( tabi ankaranınkini bilemem biz bugün kızımla yağmurda yürüyüş yaptık çok hoştu.
ahh şu köpekcikler çok hoşlar ama bakması evde okadar zor ki sende biliyorsun eskiden:)
Öpüyorum seni canım benim
sen hep genç hep güzel ve estetiksiz harika bir kadın olacaksın:)))

Ebruli dedi ki...

:::Cocukla cocuk; Yine de elimizden geleni yapalim ki, ilerde, yasli bir nine olunca pisman olmayalim. Degil mi ama?
:::Zeynepcigim; inan merak ettim simdi, kimi takip ettigini. Umarim ogrenebilirim?..
:::ilkaycigim; ne guzel seyler yazmissin gene. Cok tesekkur ederim. Bicir bicir arkadasim benim. Sen 25, ben 17 yasimda olarak bir yerlerde bulusmak uzere...

özii dedi ki...

Şu zaman problemini çözebilsek , belki de pek çok daha güzel olacak.

İçimizde yaşadığımız yaştayız takma sen ...

Adsız dedi ki...

sevgili ebru,
mevlana ne güzel söylemiş
"Testide ne varsa dışına o sızar."Görmek ve bilmek davranış sergilemene yardımcı olur.Sinirlerini hiç bir şey için yıpratma.çünkü onlara muhtaçsın.Her yazıyı oku,her insanı tanı ve gülümse... her duygunun tadı farklıdır tıpkı meyveler gibi.. sen hep meyve tadında yaşam sür..ama,kar altında yürü,yağmurda ıslan,baharda ise coş....
sevgilerimle

Adsız dedi ki...

Ebru zaman cok acimasiz biz oyle bir dunya islerine dalmis durumdayiz ki ani yasamak yerine sanki omru tuketmeye zaman bitirmeye calisyoruz gecsin bu hafta gecsin su ay bitsin bu sene derken gidiyor canim genclik bir durup dusunsek dunya bir dk dur zaman dur saat dur durunnn bak durmuyor iste insan donemiyor 1 dk onceye yasanan yasansin hayattan zevk alalim bu bize verilen en guzel hediye kiymetini bilene
sevgiyle kal
emos

Ebruli dedi ki...

:::ozii;
Keske icinde yasadigimiz yasta olabilsek, ne guzel olurdu...
:::Sevgili adsiz;
Guzel bir yorum ama kim oldugunuzu yazmamissiniz. Sevgiler...
:::Emosum;
Canim benim. Evet en guzel hediye "bize verilen hayat" ama bir de cok hizli gecmeseydi, ne iyi olurdu...

pelince dedi ki...

Ahh ahhh zamanı durdurmak keşke mümkün olsa... Yaz aylarını ne çabuk özledin:)kışa daha yeni girdik..Ama donut fikri tam bana göre, sohbet eşliğinde birlikte yeseydik keşke.....

Çok öpüyorum...

Berrin dedi ki...

ebrucum, bır soben var blogumda :)

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

eeee çınarcıktan sonra ankarada olmak...tabi haklısın arkadaşım..

Adsız dedi ki...

Canim Ebrusum,

evet dünya dursun , dönmesin ve zaman gecmesin. Bende bunu isterdim.Ama her yasin her dakikanin kendine göre özel bir anlami var.Düsünsene kis hep kalsaydida hic ilkbahar ve yaz gelmeseydi. Düsünsene tekrar bir 22sene daha .... Iste ben bunlari istemezdim.Ama ne istedigim biliyormusun: Benim icin önemli olan dakika ve anlari tekrar yasamak ve bunlari doyasiya tatmak ve sindirmek. Cünkü bazi seylerin insana ve kadar cok ifade ettigine insan sonradan fark ediyor.
Mesela seni tekrar görmek ve siki siki sarilip öpmekkkkkk
Iste simdi bunu cok isterdim.......
Gülay´in

Ebruli dedi ki...

:::Pelincigim;
Ben yaz aylarina hastayim. Simdiden soylenmeye baslamam da bundan. Kim bilir belki bir gun seninle İistanbul ya da Ankara'da bulusuruz, bunu cok isterim inan...
:::Berrincigim;
Bloguna cevap yazdim...
:::icimden geldigi gibi;
Cinarcik da yazligimiz vardi. Orada yasamiyordum yani. Uzun yillardir Ankara'dayim anlayacagin...
:::Gulayim;
Ben de seni tekrar gormeyi, sana sarilip, opmeyi cok isterim. 22 yildan sonra 4 gun yetmedi bana...

ayçobanı dedi ki...

Sevgili Ebruli, eminim bir çoğumuz zamanı kontrol edebilmeyi hayal eder dururuz. Hatta belkide sırf bu yüzden bayılırdım çocukken Eve'e!! Hatırlar mısın zamanı parmaklarının ucuyla durduran sarı kızın maceralarını :))

Ben elliye senden çok çok daha yakınım :) Korkma zamandan, zamanın getireceklerinden. Yönlendirmek senin elinde!!

Demek başladı Ankaranın ayazı. Bir kaç hafta önce Ankara'daydım, ılık harika bir sonbahar haftasıydı. Ama şehrin üstü kaçak kömürlerden çıkan zehirli ve kara dumanlara bürünmüştü bile :(( Bu sabah evden çıkarken 2 dereceydi burası!! Eldiven kullanma açılışı da yaptım böylelikle.

Hepimizin her blogu ve her kişiyi beğenmesi zaten mümkün değil. Ben blogların kişilerin aynası olduğuna da inanmıyorum. Kendi hayatında olduğu gibi olmamayı yeğleyen çok blog olduğunun da farkındayım. Sen üzme tatlı canını milleti analiz etmekle, sevdiklerin ve seni sevenler yetmez mi?

Adsız dedi ki...

sevgili ebru,

o adsız benim
hicran

Ebruli dedi ki...

:::Ayca Banu;
Demek; kisa bir sure once Ankara ile hasret giderdin. Sevindim buna...

Cok guzel bir yorum birakmissin bana. Tesekkur ederim yazdiklarin icin. Soylediklerini dikkate alacagim. Haklisin cunku. Sevgiyle kal...