Konu 1- Dün, yani salı günü; benim için çok önemli olan bir doğa mucizesinin fotoğrafını çekemedim. İnanın o kadar üzüldüm ki, buna. Yazılarımın arasında “Onu, görmeyeli uzun zaman oldu” başlıklı yazımı okuyanlarınız olduysa eğer; beni daha iyi anlayacaklardır. Yazımda “onu” yani gökkuşağını 6-7 yıldır göremediğimi; gökyüzünde oluşmuş olsa bile yakalayamadığımı anlatıyordum. Ve ben dün işyerimdeyken yağmur yağmıştı. Yağmurun yağması durduktan sonra; saat 17:00 sularında, gökyüzünde “Kocaman bir gökkuşağı” oluştu. Gözlerime inanamadım. O kadar güzeldi ki…Belki aranızda onu görenlerde olmuştur. Çok belirgin bir gökkuşağıydı. Uzun süre seyrettim onu. Renkleri çok harikaydı. Diyeceksiniz ki; hani nerede fotoğrafı? Fotoğrafını yayınlamamışsın?Evet yayınlayamadım arkadaşlar…Maalesef fotoğraf makinem yanımda değildi. O kadar üzüldüm ki…İş yerindeki arkadaşlarıma sordum; onların da yoktu. Cep telefonumla çekmeye tenezzül bile etmedim. Çünkü çok kötü çekiyor, yani net çekemiyor. Uzun yıllardan sonra gökkuşağını görmek, nasip olmuştu. Ama ben bunun fotoğrafını çekemedim. İnanın onu seyrederken; bir yanım inanılmaz heyecanlı ve mutlu, diğer yarım ise, sinirli ve üzgündü. Öyle sinirlendim ki kendime…Neden unuttuysam şu fotoğraf makinemi? 40 yılda bir “Gökkuşağı” nı çekmek istedim, o da olmadı. Umarım bir yedi yıl daha beklemem onu görmek için. Yalnız bir daha bu kadar güzelini de görebilir miyim, onu da bilmiyorum…
Konu 2- Dünkü “Gökkuşağı” üzüntümden sonra, bu akşam biraz keyif yapmak istedim. Evet keyif. Benim evde yaptığım en güzel keyiflerimden birisi de; güzel bir cappuccino, etinin kakaolu bisküvisi veeeee de okumaktan çok zevk aldığım dekorasyon dergilerimden biri. Bu üçlüye bayılıyorum. Bugün akşam, yeni aldığım fakat okumaya bir türlü fırsat bulamadığım Livingetc. adlı dekorasyon dergisini okuyacağım. Süper bir dergi. Sizde dekorasyon dergisi okumayı seviyorsanız eğer, mutlaka alın derim. Cappuccino ise, hazır poşetlerde satılanlardan. Yoksa evimde bir cappuccino makinesi olduğunu falan düşündüyseniz, yanılıyorsunuz. Biz hazır poşettekilerle avunuyoruz. Çünkü makinesinin fiyatları acayip, cııııısssssss diye yakıyor da…
Konu 3- Bugün akşam çok yorgunum aslında. Boğazımın içi kuruyor, gıcıklanıyor ve yutkunurken zorlanıyor. Aşkım, geçen hafta soğuk algınlığı hastalığını ayakta geçirdi de. O yüzden de tam olarak iyileşemedi. Halen devam ediyor hastalığı. Sanırım artık bana geçmek üzere. Bende kendimce seviniyordum. Ohhhh be!.. Bana hastalığı bulaşmadı diye. Kendime nazar değdirdim işte. Aynı evde yaşayıp da; bunun olmaması mümkün mü? İnşallah rahatsızlanmam. Hastalanmayı; hepiniz gibi bende hiç istemiyorum. Aslında keşke şöyle bol limonlu ve naneli bir ıhlamur yapıp, içseydim değil mi? Şöyle ekşi ekşi, boğazımı bir yaksaydı, ne güzel olurdu...
Konu 2- Dünkü “Gökkuşağı” üzüntümden sonra, bu akşam biraz keyif yapmak istedim. Evet keyif. Benim evde yaptığım en güzel keyiflerimden birisi de; güzel bir cappuccino, etinin kakaolu bisküvisi veeeee de okumaktan çok zevk aldığım dekorasyon dergilerimden biri. Bu üçlüye bayılıyorum. Bugün akşam, yeni aldığım fakat okumaya bir türlü fırsat bulamadığım Livingetc. adlı dekorasyon dergisini okuyacağım. Süper bir dergi. Sizde dekorasyon dergisi okumayı seviyorsanız eğer, mutlaka alın derim. Cappuccino ise, hazır poşetlerde satılanlardan. Yoksa evimde bir cappuccino makinesi olduğunu falan düşündüyseniz, yanılıyorsunuz. Biz hazır poşettekilerle avunuyoruz. Çünkü makinesinin fiyatları acayip, cııııısssssss diye yakıyor da…
Konu 3- Bugün akşam çok yorgunum aslında. Boğazımın içi kuruyor, gıcıklanıyor ve yutkunurken zorlanıyor. Aşkım, geçen hafta soğuk algınlığı hastalığını ayakta geçirdi de. O yüzden de tam olarak iyileşemedi. Halen devam ediyor hastalığı. Sanırım artık bana geçmek üzere. Bende kendimce seviniyordum. Ohhhh be!.. Bana hastalığı bulaşmadı diye. Kendime nazar değdirdim işte. Aynı evde yaşayıp da; bunun olmaması mümkün mü? İnşallah rahatsızlanmam. Hastalanmayı; hepiniz gibi bende hiç istemiyorum. Aslında keşke şöyle bol limonlu ve naneli bir ıhlamur yapıp, içseydim değil mi? Şöyle ekşi ekşi, boğazımı bir yaksaydı, ne güzel olurdu...
*****
Neyse, sevgili cappuccinocuğum duymasın sakın, kıskanır yoksa şimdi. Benim en çok kendisini sevdiğimi biliyor ya, ondan...
8 yorum:
Sevgili Ebru,
Hiç üzülme gökkuşağının fotoğrafını çekemedim diye.Bu manzarayı birlikte izledik.Şundan emin olabilirsin.Yüreği güzel olan güzelliklerde buluşur.
Birde Cappicinoyu yalnız içmek olmuyor.....
Yazılarını zevkle okuyorumda senden birde şiir bekliyorum.
Yüreğine hicran dokunmasın,
hicran
canım arkadaşım. yazılarını çok beğenerek okuyorum. okadar içten ki. yüzünün ve kalbinin güzelliği ve temizliği yazılarına yansıyor. rahatsız olmana çok üzüldüm.çok geçmiş olsun . hemen iyileş ve yazmaya devam et. merakla bir sonraki yazını bekliyorum. şimdiden sana kolay gelsin.
arkadaşın ebru
BALIKLARINA BAYILDIM EBRUCUM. ÇOK SEVERİM ZATEN AKVARYUM BALIKLARINI. KARINLARINI DOYURDUM ONLARIN SEN HASTAYKEN MERAK ETME SAKIN... BEN BURDAYIM
ebru
Canim kuzenim. Inanamiyorum senden hizliyim. Bloguna bugunde girdim hala yeni yazi yok. Yeni yazilarini dort gozle bekliyorum.Eda
Galiba Mudo'da gördüm; cappucino için süt köpüklendirmeye yarayan bir el aleti var...
Canım benim sen uzulme ben sana yollarim o güzel fotografi...
Betül
Himmm resim ne keyifli cikmis. Ama yine on uzerinden on numara keyif yapacaksam ince belli bardakta demleme cay olmali.
:::Gizem;
Bende ince belli bardakta guzel mi, guzel bir caya "hayir" demem dogrusu...
Yorum Gönder