Bir hafta geçti ve iyice sindirdim içime...
Neyi mi?
Şu isteklerim vardı ya, gerçekleşmesini istediğim hani. İşte onlardan biri gerçekleşti. “Dilek kapınız açık mı?..” başlıklı yazımda birazcık bahsetmiştim ama ne olduğunu yazmamıştım. Çünkü henüz olayın şokundaydım, bir türlü bu konuyla ilgili yazmak istemedim. Bu olayı sindirmek istedim, kendimce…
İsteklerimin içinde: “Yıllardır göremediğim, izini kaybettiğim Almanya’da ki arkadaşımı bulmak diye bir cümle vardı…
Evet, işte bu isteğim gerçek oldu. Bahsederken bile hala inanamıyorum. Artık onu bulacağıma hiç ihtimal vermiyordum. Sonunda, O beni yıllar sonra buldu ve telefonla aradı. İşyerine ait numaramdan aramıştı. Önce kendisini tanıyamadım. Beni birisi işletiyor diye düşündüm. Bir arkadaşım daha vardı aynı isimde; ilk önce o zannettim ama sesi benzemiyordu ona. Sonra onu hatırladım ama sesi değişmişti, yıllar önceki sesine benzemiyordu…
Kendisiyle en son 22 yıl önce görüşmüştük. Ben Ankara’ya, O da benden birkaç yıl sonra Almanya’ya taşınmıştı. Yıllarca beraber yaşamıştık Kastamonu’da. Birlikte gülmüş, birlikte ağlamış, birlikte oynamıştık. Onunla çok güzel günlerim geçmişti. Onu unutmama imkan yoktu. Benim için yeri ayrıydı, farklıydı. Kim bilir görüşebilseydik, daha ne güzel günler geçirebilirdik. O benim biricik, izini kaybettiğim çocukluk arkadaşımın ta kendisiydi. Ona yanılmıyorsam en son 1990-1991 yılında mektup göndermiştim. Beklemiştim ama ondan cevap gelmemişti. Daha sonra bir kere daha ve son bir kez daha yazmıştım ona. Ama ondan bir türlü cevap gelmiyordu. Telefon numarası zaten bende yoktu. O yıllarda ülkeler arası telefon görüşmesi inanılmaz pahalı olduğu için zaten arama imkanım olmazdı. Böyle düşünmüşüz ki; telefon numaralarını birbirimize vermeyi akıl edememişiz…
O yıllarda onunla böylece koptuk. Onun benim adresimi kaybetmiş olabileceğinden başka bir şey aklıma gelmiyordu. Bu düşüncemle birlikte yıllar geçti. Ta ki geçen sene facebook sitesine üye oluncaya kadar. Belki onu bu siteden bulabilirim diye o kadar çok heveslenmiştim ki…
Ama olmadı, hayallerim suya, hem de öyle derinlere düşmüştü ki. Arkadaşım Gülay’ın facebook sitesine kayıtlı olmadığını görünce çok üzülmüştüm. Sonra sürekli bu siteye girdiğimde onu aramayı sürdürdüm. O yine yoktu, yine. Bir sürü arkadaşımı bulmama rağmen bir türlü onu bulamıyordum. Artık ümidimi de yitirmiştim. İnşallah hayattadır ve ona bir kötü bir şey olmamıştır diye düşünmeye falan başlamıştım…
İşte sonunda geçen hafta o beni bulmuştu. Google amca da; yıllarca benim adımı, soyadımı ve kardeşlerimin adını, soyadını sürekli arayarak belki bir yerlerde onlara rastlar; bir adres bir telefon numarası bulabilirim diye. Sonunda kardeşimin adı ve soyadından bir telefon bularak kardeşime, ondan da bana ulaşmış. Canım arkadaşım benim aslında beni yıllarca aramış. Ama benimle aynı ismi ve soyadını taşıyan, benimle alakası olmayan yanlış kişilere ulaşmış. Benim de adıma kayıtlı hiçbir telefon numarası yok ki! Keşke olsaymış, keşke!..
Bu olanlardan sonra uzun uzun birbirimizle mailleştik. O beni aradı, telefonda konuştuk, birbirimizin seslerini duyduk. Yıllar sonra hazine bulmuş gibi oldum. Tarifi mümkün olmaya duygular yaşadım. 22 yıldır görüşmüyor olsak dahi; bıraktığımız yerden tekrar başlayabildik. Bu benim için o kadar önemli ki. Demek ki; o benim hayatımda ne kadar önemliymiş, onu ne kadar çok sevmişim. Artık onu bir daha kaybetmek istemiyorum. Halen daha onunla konuştuğuma, onu bulduğuma inanamıyorum. İnşallah en kısa zamanda da kendisiyle görüşmeyi istiyorum…
Onu meğerse nasıl sevmişim, ona nasıl değer vermişim. 22 yıl boyunca görüşememek bile bizi ayırmaya, birbirimizi unutup, vazgeçirmeye yetmemiş ve yetmeyecek de!..
Canım benim, Gülaycım sana kavuşmak uzun zaman aldı ve çok zor oldu ama bir daha ayrılmamak dileğiyle…
Neyi mi?
Şu isteklerim vardı ya, gerçekleşmesini istediğim hani. İşte onlardan biri gerçekleşti. “Dilek kapınız açık mı?..” başlıklı yazımda birazcık bahsetmiştim ama ne olduğunu yazmamıştım. Çünkü henüz olayın şokundaydım, bir türlü bu konuyla ilgili yazmak istemedim. Bu olayı sindirmek istedim, kendimce…
İsteklerimin içinde: “Yıllardır göremediğim, izini kaybettiğim Almanya’da ki arkadaşımı bulmak diye bir cümle vardı…
Evet, işte bu isteğim gerçek oldu. Bahsederken bile hala inanamıyorum. Artık onu bulacağıma hiç ihtimal vermiyordum. Sonunda, O beni yıllar sonra buldu ve telefonla aradı. İşyerine ait numaramdan aramıştı. Önce kendisini tanıyamadım. Beni birisi işletiyor diye düşündüm. Bir arkadaşım daha vardı aynı isimde; ilk önce o zannettim ama sesi benzemiyordu ona. Sonra onu hatırladım ama sesi değişmişti, yıllar önceki sesine benzemiyordu…
Kendisiyle en son 22 yıl önce görüşmüştük. Ben Ankara’ya, O da benden birkaç yıl sonra Almanya’ya taşınmıştı. Yıllarca beraber yaşamıştık Kastamonu’da. Birlikte gülmüş, birlikte ağlamış, birlikte oynamıştık. Onunla çok güzel günlerim geçmişti. Onu unutmama imkan yoktu. Benim için yeri ayrıydı, farklıydı. Kim bilir görüşebilseydik, daha ne güzel günler geçirebilirdik. O benim biricik, izini kaybettiğim çocukluk arkadaşımın ta kendisiydi. Ona yanılmıyorsam en son 1990-1991 yılında mektup göndermiştim. Beklemiştim ama ondan cevap gelmemişti. Daha sonra bir kere daha ve son bir kez daha yazmıştım ona. Ama ondan bir türlü cevap gelmiyordu. Telefon numarası zaten bende yoktu. O yıllarda ülkeler arası telefon görüşmesi inanılmaz pahalı olduğu için zaten arama imkanım olmazdı. Böyle düşünmüşüz ki; telefon numaralarını birbirimize vermeyi akıl edememişiz…
O yıllarda onunla böylece koptuk. Onun benim adresimi kaybetmiş olabileceğinden başka bir şey aklıma gelmiyordu. Bu düşüncemle birlikte yıllar geçti. Ta ki geçen sene facebook sitesine üye oluncaya kadar. Belki onu bu siteden bulabilirim diye o kadar çok heveslenmiştim ki…
Ama olmadı, hayallerim suya, hem de öyle derinlere düşmüştü ki. Arkadaşım Gülay’ın facebook sitesine kayıtlı olmadığını görünce çok üzülmüştüm. Sonra sürekli bu siteye girdiğimde onu aramayı sürdürdüm. O yine yoktu, yine. Bir sürü arkadaşımı bulmama rağmen bir türlü onu bulamıyordum. Artık ümidimi de yitirmiştim. İnşallah hayattadır ve ona bir kötü bir şey olmamıştır diye düşünmeye falan başlamıştım…
İşte sonunda geçen hafta o beni bulmuştu. Google amca da; yıllarca benim adımı, soyadımı ve kardeşlerimin adını, soyadını sürekli arayarak belki bir yerlerde onlara rastlar; bir adres bir telefon numarası bulabilirim diye. Sonunda kardeşimin adı ve soyadından bir telefon bularak kardeşime, ondan da bana ulaşmış. Canım arkadaşım benim aslında beni yıllarca aramış. Ama benimle aynı ismi ve soyadını taşıyan, benimle alakası olmayan yanlış kişilere ulaşmış. Benim de adıma kayıtlı hiçbir telefon numarası yok ki! Keşke olsaymış, keşke!..
Bu olanlardan sonra uzun uzun birbirimizle mailleştik. O beni aradı, telefonda konuştuk, birbirimizin seslerini duyduk. Yıllar sonra hazine bulmuş gibi oldum. Tarifi mümkün olmaya duygular yaşadım. 22 yıldır görüşmüyor olsak dahi; bıraktığımız yerden tekrar başlayabildik. Bu benim için o kadar önemli ki. Demek ki; o benim hayatımda ne kadar önemliymiş, onu ne kadar çok sevmişim. Artık onu bir daha kaybetmek istemiyorum. Halen daha onunla konuştuğuma, onu bulduğuma inanamıyorum. İnşallah en kısa zamanda da kendisiyle görüşmeyi istiyorum…
Onu meğerse nasıl sevmişim, ona nasıl değer vermişim. 22 yıl boyunca görüşememek bile bizi ayırmaya, birbirimizi unutup, vazgeçirmeye yetmemiş ve yetmeyecek de!..
Canım benim, Gülaycım sana kavuşmak uzun zaman aldı ve çok zor oldu ama bir daha ayrılmamak dileğiyle…
17 yorum:
Canım benim kaç gündür giriyoeum bloguna çok merak etmiştim. Ama yazdıklarını okuyunca çok duygulandım. Süper bir duygu. Süper. Hala tüylerim diken diken... Ne olur bir daha kaybetmeyin birbirinizi. Bir imkansız gerçekleşmiş:))) Sağolsun şu facebook. İşte bence gerçek amacına ulaşmış.
Çok öpüyorum seni.
Sevgiler
22 yil dilekolay..Demek ki cok yer etmissiniz birbirinizin hayatinda ki tekrar bulusmussunuz bir yerlerde.
Facebook bana da eski okul arkadaslarimi kavusturdu..Mutluyuz facebookdan kimileri cok soylensede..
Ebrucuğum dileğinin gerçekleşmesine ve arkadaşına kavuşmana çok sevindim.Allah bir daha ayırmasın.Tüm dileklerinin gerçek olması dileği ile.Sevgiler canım..
:::İlkaycım;
Sağol, inşallah kaybetmeyiz. Canım yalnız biz birbirimizi "Facebook" vasıtasıyla bulmadık. Çünkü o facebook'a kayıtlı değildi. Gülay beni "Google" dan buluyor. Daha doğrusu kardeşimin adının geçtiği bir yerden ona ulaşıyor ve benim telefonumu istiyor. Yani burada "Google Amca" iyi ki varmış, sağolsun onu bulan diyorum...
Haydins;
Ne kadar uzun zamanmış. İnsan yazıya dökünce rakamları daha iyi anlıyor galiba. Ben de "facebook" un sayesinde bir çok arkadaşımı buldum. Ama Gülay ile beni kavuşturan "Google" benim tabirimle "Google Amca"...
:::Mehtap;
Teşekkür ederim. Darısı tüm isteyenlerin başına...
bu kadar yıl sonra birbiriniz için çaba göstermeniz dostluğunuzun ne kadar özel olduğunu gösteriyor. allah Ayırmasın artık.
Darısı diğer dileklerin başına
Ne konustunuz, hemen kaynasabildiniz mi? biraktiginiz yerden devam edebildiniz mi?
:::Çocukla çocuk;
Amin, inşallah ayrılmayız. Diğer dileklerimden biri daha oldu bile. Antalya'da yaşayan kızkardeşim ve yeğenlerim bize geldiler...
Sırada "Newyork" olsa ne güzel olurdu!..
:::Gizem;
İnanmazsın belki ama; bıraktığımız yerden başlayabildik. Buna ben bile şaşırdım. Uzun yıllar geçmesine rağmen aramızda bir resmiyet, bir soğukluk yoktu. Bir hafta içinde 4-5 defa telefonda konuştuk, bir sürü de mail yazdık birbirimize. Ben bile hala şaşkınım. Çok değişik bir duygu. Ancak yaşayan bilir diyorum...
Canim Ebrucum,
izin verirsen yorumuma sanada önceden söylemis oldugum bir cümle ile baslamak istiyorum:
" Sen benim Gecmisim, Hayatim ve Gelecegimsin"
Bu cümlelerle zannedersem cok kisada olsa sana olan duygu ve düsüncelerimi ifade ediyorum.
Bu 22 sene icerisinde cok arkadaslarim oldu.Belki kimisini görsem tanimam, kimisinin adini bile duysam bana hic bir sey ifade etmez.
Düsünüyorumda neden onlari degilde seni unutmayi basaramadim yada seni unutmak zor oldu.
Neden mi?
Bunuda yukarida yazmisoldugum üc kelimeden ispat etmek istiyorum.
Gecmisim:
Bebekligimizden tutta, genc yasimiza kadar beraber olduk.
Neler yapmadik bu seneler icerisinde.Saysam cogu aklima bile gelmez.
Gülük, oynadik, agladik,eglendik vs..vs..Sanki iki ikiz belkide ondanda ötesini idi berberligimiz....
Hayatim:
Seninle gecirdigimiz bu yillar esnasinda beni kimse ama kimse senin kadar taniyamadi.
Biliyormusun bunu benim en yakin saydigim kisiler bile yapamadi.
Iste sana "Hayatim " diyorum cünkü sen benim hayatima ortak oldun ve onun bir parcasi idin.Inan bana arkadasim, hayatimin en güzel günlerini seninle beraber gecirdim.Sen benim hayatim degilsen peki ya kim?????
Gelecegim:
ise daima seninle idi:
Seni bulmak, seni görmek bilhassada sesini duymak benim icin dilekten daha öte, kendime verdigim bir söz, bir yemin ve bir ant olmustu.Gelecegimi nasil sensiz cizebilirdim.
Sensiz benim hayatimda bir bosluk vardi ve sensiz bu bosluk devam edecek ve hep kalacakti.Bu boslugu ne esim nede kizim doldurabildiler.Her günüm her rüyam hep seninle oldu.Biliyormusun insan bazen gelecekten korktugu icin gecmisi tekrar yasamak ister! Iste bunlar seni bana unutturmayanlar ve ysatanlar.Icimdeki alev okadar büyüktükine onu söndürmek istesemde söndüremezdim!Bu alevki bana kuvvet veren ve seni bulmami saglayan.Arkadasim, bu alev hic sönmeyecek cünkü, o mesaleyi yakan biz olduk ve söndürecek olanda bizleriz!!!
Gelecegimi sensiz düsünemiyordum ve bundan sonrada düsünemeyecegim!
Ebrucum, sana olan sevgimi sözlr ve cümlelerle ifade etmem mükün degil.Sana olan duygu ve hislerim seni bana 22 sene boyunca arattirdilar.Umarim sana bir sekilde bu süre birseyler ifade eder.
Bu arada emegi gecen herkeze tesekkürler,yasasin internet, yasasin google amca.
Canim Arkadasim,benim icin yazmis oldugun satirlarin icin sana sonsuz minnettarim.
Ne mutlu bana bnim duydugum his, sevgi ve düsünceleri sende duyuyorsun.Ne mutlu bana beni sende unutmamissin.
Beni en cok gururlandiran ise benim seni sevdigim kadar seinde beni sevmen!!!
Uzun yorumun sonuna;
Canim, bundan sonraki gelecegimizin, beraberligimizin ve gecircegimiz o güzel günlerin serefini diyerek;
""Hayalin,gercekten en baris farki,
Uzaga atarsin, yakina düser!
Öyle günler öyle saniyeler varki,
unutmak istersin, aklina düser!!!""
Gülay
Sevgili ebruli , çok içten katılıyorum sözlerine, ve hakikaten ağızdan çıkan şeylere dikkat etmek lazım: babam rahmetli:=( LAFIN PİRİ VARDIR KIZIM,DİKKAT ET derdi.
doğrudur ,hem de çoook doğru ....
svglr. NuNu
:::Gülaycığım;
Canım benim, birtanem söze nasıl başlayacağımı bile bilemedim inan. Ne kadar güzel şeyler yazmışsın benim için. Acayip duygulandım. Değişik bir duygu bu. Demek uzun yıllar sonra böyle oluyor. "Şok" oluyorsun...
Sende benim için; "Geçmişim,hayatım ve geleceğimsin" ve bunu kimse değiştiremeyecek. İnan bana...
:::Bir dut masalı;
Hoşgeldin, merhaba. "Lafın piri" sözünü çok beğendim. Teşekkürler yorumun için...
Vaaayyyy :)) Ne kadar güzelsiniz her ikiniz de, Gülay'ın sana yazmış olduğu yorumu da okudum... Şaştım kaldım, gülümsedim kaldım, imrendim kaldım...
Ne mutlu size, birbirinize yeniden kavuşabilmenize, kaldığınız yerden devam edebilmenize, yaşanan koskoca 22 yıla rağmen geçmişi dün gibi taze tutabilmenize...
Dosttan öte dedikleri bu işte...
:::Suzinaz;
Güzel yorumun için çok teşekkür ederim. Hayatımda unutamayacağım anılarımdan biri olacak "onunla kavuşmamız"...
:::Zeynep;
Evet çok doğru söylemişsin. Arkadaşım diye bahsetmiştim kendisinden ama, aslında benim için dost, kardeş, arkadaş, kısaca hepsi...
sevgili ebruli.aynı olayı bende yaşadım.üniversite yıllarımdaki oda arkadaşım,yeşimciğimi çokkkkk aradım ama ulaşamadım..sanırım evlenipte soyadı değişince bulmam mümkün olmadı..aradan 8 sene geçti..günün birinde hiç ummadığım bir yerde (yolculuk sırasında mola vermiştik.)onunla karşılaştık süper bişii oldu..
:::İçimden geldiği gibi;
Seninkisi daha bir süper olmuş. En güzelini yaşamışsın. Bende Gülay ile öyle tesadüfen karşılaşmayı isterdim doğrusu. Böylece kendisini de görmüş olurdum. Biz henüz görüşemedik de...
Olayın kahramanı olan ben olmadan olmaz.Biliyorsunuz benim sayemde buldunuz sayılır birbirinizi, google amcanızdan sonra :) Gülay'ı ben hayal meyal hatırlıyorum çünkü çok küçüktüm. Uzun saçları vardı hep kuyruk yapıyordu. Çok hoş iri yeşil-ela arası gözleri vardı. Çok Bilmiş ve hep kıpır kıpır hareketli bir çocuktu. Çok küçük yaşlarda kendi başınıza poğaça yaptığınızı hatırlıyorum..tabi Gülay'ın önderliğinde : )
Kardeşin Betül
Yorum Gönder